Herkese selamlar, bir başka proje değerlendirme ve deneyim paylaşma yazısı ile daha karşınızdayım. Geçtiğimiz 20-28 Nisan tarihleri arasında İspanya, Malaga ’da bir Erasmus+ gençlik değişimi projesine katıldım. Fazlasıyla eğlendiğim, gezdiğim, yeni insanlarla tanıştığım ve yeni şeyler öğrendiğim bir projeydi. Tabii bu güzel anı ve tecrübelerimi siz değerli okurlarımla paylaşmazsam sadece kendimi kötü hissetmekle kalmayacak aynı zamanda size haksızlık da yapmış olacağımı düşünüyorum. Çünkü insan yaşanmış tatlı anıları okuduğunda hayal kurmaya başlar. Aynı romanlarda olduğu gibi. Sonrasında da o karakterin yerinde olmak, böyle güzel yaşanmışlıkları tecrübe etmek, gerektiğinde zorlanmak, bazen de kaybolmak ister. Bu yazıyı neden yazdığımı daha da sözü uzatmadan şöyle özetleyebilirim. Sizden, yaşadığınız limanı terk edip açık denize, okyanusa çıkmanızı istiyorum. Çünkü o limanda kaldığınız sürece hiçbir şey yaşayamayacak, hiçbir zaman kalp atışınız hızlanmayacak, korkmayacak, kaybolmayacak ve bir süre sonra da çürüyüp gideceksiniz. Günlük motivasyon dozunuzu da aldığınıza göre gelsin Endülüsün incisi Malaga’da Erasmus+ projesi anıları :))
Proje Öncesi
Her insanın hayalini kurduğu, gezmek istediği ülkeler vardır. Benim de Google Maps’te her gördüğümde: Ya keşke bir şey olsa da şu anda şu ülkede olsam dediğim yerlerin başında İspanya geliyordu. Nedenini soracak olursanız; insanları, iklimi ve kültürü ilgimi çeken başlıca noktalardı. Her şey gibi bu isteğim de bir hayalle başladı. Tabii sadece hayal kurmakla olmaz, bir adım atmak lazım. Yoksa sadece hayal dünyasında yaşayacaksak ne manası var yaşamanın. Yaşadığımız ülkenin malum problemlerinden ve önceki katıldığım proje deneyimlerimden dolayı Erasmus+ projelerini bir basamak olarak görmeye başladım. Her gencin kesinlikle yaşaması gereken bir deneyim olan bu projeler sayesinde birçok ülkeden birçok farklı insanla tanıştım. Birçok yer gezdim, deneyim edindim ve yeni şeyler öğrendim. Şahsen her projeden döndüğümde olaylara bakış açımın, düşünce yapımın, üretkenliğimin ve motivasyonumun değiştiğini, kısaca ufkumun genişlediğini dürüstçe söyleyebilirim. Bu projelere katılmam için bu kadar çok sebep olunca bende okuldaki akademik takvimime göre üşenmeden başvurabildiğim kadar projeye başvuru yapıyorum.
Gene bir akşam Instagram’ da takılırken European Integration Group (EIG) derneğinin İspanya, Malaga ‘da “Mixed Sports: A tool for The Social Inclusion of Young People’’ adındaki gençlik değişimi projesine denk geldim ve başvurmaya karar verdim. Daima hazırda olan CV’mle, kulağımda çalan İspanyolca şarkılar eşliğinde başvuru formunu bir güzelce doldurdum. Ayrıca forma proje motivasyonuma dair bir de video ekledim ve gönderdim. Sonrasında da her gün yakın arkadaşlarımı maruz bıraktığım Erasmus+ muhabbetinde, bu projeden bahsetmeyi ve kabul almam için dua etmelerini de söylemeyi ihmal etmedim :))).
Beklenen Güzel Haber
Vee beklenen mail. Mail ama az kalsın gözümden kaçabilecek bir mail. Bilmiyorum kaçımız mail kutumuzda tanıtımlar kısmına bakıyoruz. Projenin birinci aşamasını geçtiğime ve mülakat için saatimi belirtmem yoksa eleneceğime dair gelen mail tanıtımlar kısmına düşmüş. Neyse ki herhangi bir problem olmadan mülakata girdim. Vee birkaç gün sonrasında da projenin Whatsapp grubuna alınarak da projeye resmen kabul edilmiş oldum.
Proje yerine ulaşım için direkt uçuş her zamanki gibi tercih etmedim. Çünkü hem pahalı oluyor hem de aktarma olunca ekstradan bir ülke daha görme imkânınız doğuyor. Bende araştırdım ve gidişte Prag, dönüşte de Barselona aktarmalı olacak şekilde biletlerimi satın aldım.
Prag’a Yolculuk
Prag’a gitmeden önce kalacağım ve gezeceğim yerleri ayarlamıştım. 20 Nisan sabahı yola çıkmış ve saat 15.00 gibi de Prag’a inmiştim. İndiğimde hava o kadar yağmurluydu ki acaba direkt hostele mi gitsem diye de düşünmedim değil. Neyse ki şehir merkezine vardığımda yağmur durmuştu. Gezime havaalanından çıkar çıkmaz ilk olarak harika bir manzarası olan Prag kalesinden başladım. Unesco Dünya Miras listesinde olan bu kale dünyanın en büyük antik kalesi. Tabi ilk inşa edildikten sonra gotik tarzda eklemeler ve güçlendirmeler yapılarak yeniden inşa edilmiş.
Daha sonrasında şehrin kalbi olan old town bölgesini, vaclav meydanını,astronomik saatin olduğu yeri gezdim. Hava kararmaya yakın bir vakitte de değişik bir mimarisi olan dans eden ev binasına uğradım. Sonrasında da akşam yemeği yiyip hostele geçtim. Her ne kadar kısa bir süreliğine gezmiş olsam da Prag gerçekten yaşanabilecek bir şehir olduğunu hissettirdi. Hem fiyatlar hem de ulaşım olarak gayet rahatlıkla gezebileceğiniz bir başkent. Umarım tekrardan bu şehre yolum düşer :)).
Ertesi sabah saat 08.10’daki uçağıma yetişmek için erkenden yola çıktım. Biletimi Eurowings havayolundan almıştım ve bilenler bilir. Ucuz havayollarında rötar olmazsa olmaz bir şeydir. Yaklaşık 1 saat rötarlı olarak Malaga ‘ya doğru yola çıktık.
Malaga’ya Doğru
Malaga ’ya geldiğimde son varan kişi ben olduğum için projedeki Türk ekip arkadaşlarım beni bekliyordu. Onlarla buluştuktan sonra da havalimanından şehir merkezine geçtik. Projenin tam olarak yapılacağı konum Malaga’dan yaklaşık olarak 1,5 saat uzaklıkta bir kasaba olan Fuente de Piedra’daydı. Oraya saat 19.00 için otobüs biletini satın aldık ve sonrasında da şehir merkezinde dolaşmaya başladık. Otobüsün kalkmasına kadar olan sürede de şehrin en tepesinde ve çıkması gerçekten zor olan Castillo de Gibralfaro ve Alcazaba de Malaga kalelerine çıktım. Özellikle Gibralfaro kalesindeki Endülüs mimarisini hissedebiliyor ve surlarından tüm Malagayı net olarak görebiliyorsunuz.
Saat 19.00’daki otobüse bindikten yaklaşık 1.5 saat sonra projenin gerçekleştirileceği yere, Fuente de Piedra’ya gelmiştik. Kalacağımız yer sadece proje ekibine ayrılan küçük, şirin bir hosteldi. Projede Fransa, İspanya, Yunanistan ve biz dahil olmak üzere yaklaşık 20 kişiydik. Sayının az olması proje süresince samimiyetin daha da artmasına, daha rahat ve aile ortamındaymışız gibi hissetmemize neden olmuştu. (Daha önce katıldığım başka bir proje de 60 kişiydik. Ve son gün dahi adını karıştırdıklarım vardı. Ondansa bunu tercih ederim :)).
Daha önceki yazılarımda bir projeden ayrıntılı olarak hiç bahsetmedim. İlk defa projeye katılacaklar veya başka projelerde acaba neler yapılıyor diye merak edenler için burada biraz proje içeriği ile ilgili detay vereceğim.
Endülüsün İncisi Malaga’da Erasmus+ Projesi – Proje Süreci
Birinci gün sabahına her proje de olduğu gibi birbirimizi tanımamız için çeşitli isim öğrenmeye yönelik aktivitelere başladık. Özellikle gruplara ayrıldığımız etkinliklerde topluluk içinde çekinen veya kendini tam olarak ifade edemeyenlerle daha uzun soluklu muhabbet edebildiğimiz için hızla birbirimizi tanıma fırsatı bulduk. Öğleden sonra ise projenin kilit taşları olan; topluma dahil etme, dışlama, ayrımcılık, eşitlik ve adalet üzerine workshop gerçekleştirdik. Ayrıca gençlerin spor yaparken karşılaştıkları sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerileri, projeler, değerlendirmeler hakkında konuştuk. Bu aktiviteler sayesinde grup içerisinde kendinizi daha iyi ifade etmeyi, farklı kültür ve coğrafyadan gelen insanların fikirlerini dinlemeyi, yeri geldiğinde saygı çerçevesinde eleştirmeyi yeri geldiğinde de onlara katkıda bulunmayı öğreniyorsunuz. Sonrasında grup olarak aldığınız kararları bulduğunuz fikirleri genel ekibe sunduğunuz sırada da sunum becerileriniz fazlasıyla geliştirme fırsatı buluyorsunuz.
İkinci gün sabahında bir ütopya denemesi olarak ideal spor takımlarının nasıl olması gerektiğini düşündüğümüz bir aktivite gerçekleştirdik. Sonrasında da şahsen çok beğendiğim yerel dans olan flamenco dansını izlemeye gittik. Akşam ise her ülkenin kendi yemeğini yaptığı bir akşam yemeğini afiyetle yedik.
Üçüncü gün ise bulunduğumuz konum olan Fuenta de Piedra’yı daha iyi tanımak ve öğrenmek için bir oryantiring yarışması yaptık. Sonrasında da kasabanın önemli bir yeri olan lagüne gittik. Yaklaşık 2000 nüfuslu olan bu kasaba özellikle Avrupa’nın en büyük flamingo nüfusuna ev sahipliği yaptığı lagünün yer aldığı Lagune de Fuente de Piedra ile ünlü.
Beyzbol, Frizbi, Dodgeball, Korfbol
Dördüncü gün ise benim en eğlendiğim gün diyebilirim. Gün boyunca şu ana kadar hayatımda deneyimlemediğim beyzbol, frizbi,dodgeball, korfbol gibi oyunları oynadık. Kurallarıyla yeni bir sporu öğrenmek ve deneyimlemek gerçekten benim için harikaydı. Ayrıca basketbol ve hentbola benzeyen Korfbol, erkeklerle kadınların birlikte oynadıkları tek takım sporu.
Beşinci gün ise free day idi bizim için. O gün bazıları Malaga’ya bazılarımız da yaklaşık 20dk uzaklıkta olan Antequera kasabasına gitmeyi tercih etti. Bende o gün Antequera’ya gittim ve gün boyunca tarihi yerlerini, müze, kale ve sokaklarını gezdim.
Son gün ise bize verilen görev doğrultusunda bizden yeni bir karma spor bulmamızı istediler. Her grup yaratıcılığını kullanarak var olan sporlara da eklemeler yaparak oyunlar buldu ve onları oynadık. Akşam ise projeye resmen katıldığımızı belgeleyen youthpass sertifikalarımızı teslim aldık.
Veee bir projenin daha sonuna geldik. Birçok yeni arkadaş edinerek, yeni bir ülke, dil, kültür,coğrafya tanıyarak geçirdiğim bu bir hafta benim için tam anlamıyla göz kapayıp açıncaya kadar geçti.
İspanya hayalimi gerçekleştirmenin mutluluğu ve yeni limanlara yapacağım yolculuğun heyecanıyla Malaga’dan Barselona’ya sonra da İstanbul’a geçtim. Şu anda bu satırları yazarken en başta her şeyin ne kadar zor göründüğü aklıma geliyor :)) Umarım ilk adımınızı atarken benden daha cesaretli olursunuz. Başarının getirdiği ivme sizinle olsun sevgili okur. Sevgilerle…
Yelkenler Fora! Endülüsün İncisi Malaga’da Erasmus+ Projesi… yazım umarım merak ettiğiniz sorulara cevap olmuştur. Unutmayın güzel bir seyahat geçirmek istiyorsanız hazırlık her zaman iyidir. Yazıyı sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.
Keyifli seyahatler dilerim…
Seyahatlerim hakkında daha fazla yazıya ulaşmak için buraya tıklayın.
Merak ettikleriniz ve sormak istedikleriniz yorum kısmına bırakabilirsiniz.
“Her zaman Başka Bi’Yol vardır “
Yorum Bırak